n Yahya Kemal bir rubaisinde ‘Bir bitmeyecek şevk verirken beste/Bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir’ der. Dün bir huzur bestesinin şevkindeyken bir telin kopmasındaki tarifsiz hüznü yaşadım. On dört yıl önceden bestelenmeye başlanan ve geleceğe özgülenmiş bir hayal besteydi dün sabah keyifle dinlediğim. OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki ‘hocaların hocası’ Prof. Dr. Memduh Erkin tarafından bestelenen ve şimdilerde Dekan Prof. Dr. Metin Eker başkanlığındaki seçkin bir sanatkar akademisyen kadrosunca seslendirilen bir mutluluk senfonisi. Bir ortaöğretim kurumunun adım adım bir güzel sanatlar fakültesine dönüşmesinin ve gelecekte de çağın anlayışına paralel bir yaklaşımla sanat ve tasarım üniversitesi olmasının geçmişe yönelik öyküsü ve geleceğe yönelik hayal ve planları, projeleri.
nn Ben bu öykünün geçmişini neredeyse gün be gün izledim. Benim gibi yaşı yarım asrı bir hayli geride bırakanlar da o süreci iyi bilirler. Çiftliğin sonunda bir küçük, bir mütevazı binada kız öğretmen okulu olarak başladı bu hikaye. Sonra ‘Eğitim Enstitüsü’ adıyla Matasyon’a taşındı. O yıllarda ben okul aile birliğindeydim. Sonra Eğitim Fakültesi oldu, kız kardeşim orada okudu, yine o okuldan bir arkadaşıyla evlendi. Kısacası iyi bilirim o hikayenin geçmişini. Bugüne geliş biraz uzun sürmüştür ama yürüyüş hep ileriye olmuş hiç geri dönülmemiştir.
nn Matasyon’daki o binada şimdilerde yeni bir heyecan var. Orası artık ‘İlkadım Kampüsü’ olarak OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’ne hizmet veriyor. Dışarıdan ve içeriden yenileniyor. Duvarlar yıkılıyor, duvarlar örülüyor, stüdyolar, derslikler, konser ve konferans salonları oluşuyor. Ve 2013-2014 öğretim yılında yetenekli gençlerimizi geleceğin sanatkarları olarak yetiştirmek üzere kabule hazırlanıyor.
nn Dün sabah OMÜ Konukevi’nde Dekan Prof. Metin Eker’in harika sunumu ve ‘Hocaların Hocası’ Prof. Dr. Memduh Erkin’in ‘alimane ve arifane’ açıklamalarıyla hem geçmişi yaşadık hem de geleceğe yönelik hayalleri, sevdaları ve yine Memduh Erkin’in ifadesiyle ‘amaçları’ öğrendik.
nn Geçmişi anmak, hayalleri paylaşmak ve sanatkar ruhlu bilim adamlarıyla sohbet etmek hem çok yararlı ve hem de çok keyifliydi ama ah Metin Hocanın fotoğraflar eşliğinde verdiği o kara haber olmasaydı. Onlar o alanda geleceğin ‘sanat ve tasarım fakültesinden geleceğin sanat ve tasarım üniversitesine’ doğru genişlemeyi düşünürken meğer etrafları kuşatılmış, ufukları kapatılmış, hayat sahaları ellerinden alınmış, haberleri olmamış, daha doğrusu çok yeni öğrenmişler acı gerçeği.
nn Büyükşehir Belediyesi, 2011’de sessiz sedasız ve kimselere haber vermeden bir imar değişikliğiyle alıvermiş on dört- on beş dönüm arazilerini. Bir tarafa iki bin beş yüz kişilik bir spor salonu, öbür tarafa da yüze yetmiş bir futbol sahası konsun diye. Kapalı salon çoktan bitmiş bile. Futbol sahası yeni başlamış, dev iş makineleri toprağı kazıyor, oyuyor, betonlar dökülecek, tribünler yükselecek ve sanatın ihtiyaç duyduğu sessizlik sporcunun gıdası taraftar desteğinin gürültüsüne kurban edilecek.
nn Olacak şey değil ama olmuş fakat olmamalı. Ve bunun için hala zaman var. O makineler durdurulabilir, o devasa çukur geri doldurulabilir ve geleceğin sanat merkezi kuşatılmışlıktan hiç olmazsa bir tarafı itibariyle kurtulabilir.
nn Samsunlu bir bakanın varlığındaki şansı en üst düzeyde değerlendirme tutkusunu ve hatta aceleciğini anlar ve saygıyla karşılarım. Ama spor tutkusunun sanat eğitimiyle kavgaya sokulmasındaki yanlışı da her yerde söylerim, yazarım ve bu yanlışa karşı çıkarım. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin bu koca kentte bir futbol sahası yapmak için bula bula bir eğitim alanını bulması ne garip. İlla o bölgeye yapılacaksa Batı Park alanında yeterince yer vardır.
nn Hala geç değil diyorum ve herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.
nn
nn
nn
nn
nn
n