19 Ekim akşamı CHP'de aday adaylığı için müracaatın son günüydü. Genel Merkez'den üç milletvekili gelecekti Samsun'a aday adaylarını tanımak, teşkilatın ve halkın nabzını tutmak için. Üç değil iki milletvekili geldi, İzmir milletvekili Selin Sayek Böke hastalanmış, gelememişti.
Cuma günü akşamüzeri CHP'nin hali perişanını görünce bir zamanların moda şarkısının 'zor dostum zor' sözleri geldi aklıma. İl başkanına telefonla erişmek ne mümkün. Telefonlar çalıyor ama açan yok. Herhalde mobil telefon taşımıyor diye düşündüm. Cebinde tıp diploması taşıyan ve ana muhalefet partisinin il başkanlığına atanmış bir insan mobil telefon taşısa açması gerektiğini bilir ve açardı ya da o anda açamıyorsa bile daha sonra dönerdi. Açmamasını ve dönmemesini nezaketsizliğine ya da ilgisizliğine değil de telefon taşımamasına yormam bundandır.
Başkan yok, partide galiba basınla muhatap olmak üzere görevlendirilmiş birisi de yok. Üstelik gelen iki milletvekilini, ili, adı ve göreviyle birlikte tamı tamına bilen de yok. Kimi ilini biliyor, kimi adını, kimi de soyadını, hepsi bu.
O akşama kadar kaç kişinin başvurduğunu bilen de yok. Galiba sorun bilenden ziyade başvuranın olmayışında. Ömrü neredeyse bir asra yaklaşan ve bir zamanlar bu kentte on bir milletvekilinin altısını çıkaran, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlıklarını alan bir partide bir iki ilçenin dışında şu ana kadar kimi yerlerde ve özellikle de büyükşehirde bir aday adayının ortaya çıkmaması… Aday adaylığına başvuru süresinin 26 Ekim'e kadar uzatılması da bundan olsa gerek.
Bu dağınıklıktan daha önemlisi ertesi gün yaşandı. Heyet saat 13.00'de ilçe teşkilatları, saat 15.30'da da aday adaylarıyla görüşecek. Bunun öncesine de 12.30'da basın toplantısı koymuş il teşkilatı. Unutmuş ya da erken döneriz diye düşünmüş olacaklar ki o arada bir de yemeğe gitmişler. Ya sohbet çok keyifli ya da yemekler çok lezzetli olmalı ki saat 12.30 olmasına rağmen ne gelen var ne giden. Arkadaşlar saat 13.00'e kadar beklemişler ve sonra birkaç satırla günün tarihine not düşerek il binasını terk etmişler.
Akşamdan sabaha yaşananlara bakınca bu CHP için, Ülkü Aker'in şarkı sözleri geldi aklıma: 'Zor dostum zor…' O devamında 'seni bir başkasının yanında görmek' diyordu, ben de devamında 'bu kafayla ve bu edayla seçim kazanmak' diye yazsam çok mu yanlış olur?