Dört liderin dördü de sevinebilir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçim
sath-ı mailindeki tutumuna bakıp belki de beş lider demeliydim ama ben
hukukun tanımına sadık kalarak dört lider demeyi tercih edeceğim.
Partisi yaklaşık dokuz puan kayba uğrasa da tek başına hükümet kurma
gücünü kaybetse de Sayın Davutoğlu, partisinin seçimden birinci
çıkmasıyla teselli bulabilir. Nitekim, seçim akşamı yaptığı “balkon”
konuşmasında partisinin “destan yazdığını” söyledi. Kaybederek destan
yazmak bize, partisinin birinci parti çıkmasına rağmen oy kaybettiği
için istifa etmek ise İngiliz liderlere/başbakanlara has olsa gerek.
Kemal Kılıçdaroğlu da “Ben kazanamadıysam AKP de kazanamadı” diyerek
mutlu olabilir. Burası Şark’tır ve Şark’ta başkasının başarısızlığı
bizim başarı nutukları sıkmamız için yeterlidir. Sayın Davutoğlu’nu
başarı nutuklarından dolayı alkışlayanların, Sayın Kılıçdaroğlu’nu
eleştirmeye hakları yoktur. Tıpkı Kılıçdaroğlu’nun başarı nutuklarını
alkışlayanların Davutoğlu’na gülmeye hakları olmadığı gibi.
Devlet Bahçeli de seçim sonuçlarından son derece mutlu olabilir ve
Davutoğlu gibi o da zafer nutukları atabilir. Üstelik de bunu hem
Davutoğlu’ndan hem de Kılıçdaroğlu’dan daha fazla hak etmiştir. Ama bu
buruk bir mutluluk olmaya mahkumdur. Hem kendileri yeterince
büyüyemedikleri hem de HDP sandıklarından fazla büyüdüğü için.
Üçü de mutlu olabilir ama taraftarları mutlu değil. AKP’liler tek
başına iktidarı kaybettikleri, CHP’liler umduklarını bulamadıkları,
MHP’liler ise son derece müsait şartlara rağmen gerektiği kadar
büyüyemedikleri için. Diğerlerinin kaybederken kazandık nutukları
sıkmasına karşılık MHP liderliğinin kazandığı halde eleştirilebilir
olması söz konusu.
Bu seçimde sevinmeyi hak eden ve mensupları ve oy verenleri tarafından
hiçbir şekilde eleştirilmeyecek olan tek parti HDP, tek lider
Selahattin Demirtaş’tır. Biz ülke adına ciddi bir tehlike olarak
görsek ve üzülsek de elde ettikleri sonuç gerçek bir başarıdır. Bunda
2005’ten beri çözüm adı altında uyguladığı yanlış politikalar
dolayısıyla AKP’nin büyük sorumluluğu vardır ve AKP’nin bu sorumluluğu
“AKP’den kurtulmak” gibi bir siyasi hesap uğruna HDP’nin değirmenine
su taşıyan liberallerin, marjinal solcuların ve bir kısım CHP’lilerin
sorumluluğundan çok daha fazladır.
Seçimden üç gün önce, “Ben HDP’nin barajı aşacağından hiç şüphe
duymadım” derken gönlümüzün istediğini değil gözümüzün gördüğünü
yazmıştık. Ne yazık ki tespitimiz doğru çıktı; HDP, AKP’nin sürdüğü,
çapaladığı ve suladığı devletsiz tarlalarda alabildiğine gelişti, bir
ayrık otu yayılmacılığıyla sahayı kapladı, kendisinden başka hiçbir
çiçeğin açmasına imkan bırakmadı. AKP şimdi “yangını çıkartanın
itfaiyeciyi geç gelmekle” suçlamaya hakkı olmadığını unutmuş
gözükmekte ve başkalarını suçlamaktadır.
HERKESİN BİR GEREKÇESİ VARDIR
Osman KARA
Trend Haberler
Yeşil Peri Absent Fiyat Listesi - Absinthe Fiyatları 2024(Güncel Liste)!
Son Dakika: Deprem Oldu Deprem Nerelerde Hissedildi!
Samsun’a 25 Yeni Okul: Eğitim Yatırımlarında Büyük Adım!
Samsun-Kırıkkale-Ankara Hızlı Tren Projesi İçin İstasyonlar Belli Oldu!
Samsun'da Ne Yenir? Samsun'un Meşhur Yöresel Lezzetleri!
Samsun'un Osmanlı'daki adı neydi? İşte Samsun'un İlk İsmi Ortaya Çıktı