HUNHARCA ŞEHİT EDİLMELERİNİN 29. YILINDA PAMUK GEÇİDİ ŞEHİTLERİMİZİ ANIYORUZ
18 NİSAN1992 ? 18 NİSAN 2021
PAMUK GEÇİDİNDEN CENNETE KOŞAN ANNESİNİN MAVİ GÖZLÜ PAŞASI-(2)
Mezuniyet sevinci yaşayan çiçeği burnundaki genç İstihkam Astsubaylardan biriside Samsunlu İlhan Astsubaydı. Mezuniyet töreninin yapılacağı günden iki gün önce mezuniyet töreni için kendinden iki yaş büyük ağabeyi de Samsun'dan İzmir Narlıdere'ye gelmişti . İstihkam Astsubay Sınıf Okulu yerleşkesi deniz seviyesinden yüksek bir yerdeydi.. Okuldan sahile doğru bakınca Eğe denizinin mavi suları ve mandalina bahçeleri görünüyordu. Denizin üstü masmaviydi. Okulun bahçesindeki diploma telaşı gözden kaçmıyordu.
Astsubay adayı öğrenciler 30 Ağustos itibarıyla Astsubay Çavuş rütbelerini üniformalarına takmışlar üzerlerinde altın gibi parlıyordu. Diploma demek, ayrılık ve veda demekti. Ne de çabuk geçmişti ,geçmez bitmez diye düşünülen sayılı günler?Daha yeni alışmışlar, daha yeni yeni kaynaşmışlar dosttan da öte kardeş olmuşlardı. Ama yine de ayrılık ve veda zamanı gelmişti. Ve hepsi değişik birliklere tayin olmuş yeni yerlerine gideceklerdi bu defa 18 yaşını tamamlamayanlar için bir de Kaza-i Rüşt kararı gerekiyordu ,yoksa görev alma ve maaş alma durumları sıkıntıya giriyordu. İlhan Astsubayda o sıkıntıyı yaşamamak için Samsun'da Mahkemeden Kaza-i Rüşt kararı aldırmıştı. İstihkam Okulunun bahçesinde sadece öğrenciler değil onların yakınlarından bazıları da oradaydı ama hepsinin yakını gelememişti. Yakını gelen Astsubay öğrenciler yakınlarıyla arkadaşlarını da tanıştırıyordu. Okulun bahçesindeki hareketlilik yeni mezun Astsubay çavuşların tören için sıraya girmesiyle herkes kendine çeki düzen vermeye başlamıştı. İstiklal Marşı Komutanın Konuşması dönem birincilerinin yaş kütüğüne plaket çakması yeni mezun Astsubay çavuşların tören yürüyüşleri ve diplomalarını almaları göz açıp kapayana kadar gerçekleşmişti. Törene katılan herkes büyük bir gurur duymuş ,mezun olan Astsubaylar ise mezuniyet sevinci yaşamışlardı. Diploma günü güzel bir gün olarak herkesin ve 1980 devresi Astsubayların anısına yerleşmişti. Diploma töreninin kamera arkası herkes için farklıydı kimi aynı gün bavulunu alıp ailesi ile birlikte okuldan ayrılmış ,kimi de gideceği yere aldığı bilet saatine ve gününe göre okuldan ayrılmayı planlamıştı. İlhan Astsubay Ağabeyi ile birlikte Samsun'a dönecek , yol iznini kullandıktan sonra Afyondaki Askeri Fabrikada Stajer Astsubay olarak 9 ay gibi bir süre daha kursa katılacaktı sonrasında ise tayin yeri olan Adapazarı'ndaki Sakarya Kışlasında İstihkam Teknisyen Astsubay olarak asli görevine başlayacaktı.
Zaman gerçekten su gibi akıp geçiyor. Zamanın hızına kimsenin yetişmesi mümkün değil ne zaman askeri okula gitmiş ,ne zaman mezun olmuş, ne zaman Afyon'da Askeri Fabrikada stajyer Teknisyen Astsubay olarak görevini tamamlayıp ,Sakarya Kışlasında göreve başlamıştı. Ama bunların hepsi acısıyla tatlısıyla ve sırasıyla yaşandı. Bunlar yaşanırken de içindeki memleket hasreti ile her fırsatta Samsun'a günü birlikte olsa uykusuz ve yorgun kalma pahasına gelmeye devam etti. Samsun'dan kopması kolay olmuyordu. Samsun'u gerçekten çok seviyordu. Onun için Samsun herşeydi içinde Samsun olmayan bir hayat düşünmüyordu. İlk görev aldığı kıtadaki askerler kendisinden yaşça büyüktü ama kendisini onlara çok sevdirmiş ,onlarla çok iyi anlaşıyordu .İlk tayin yeri olan Adapazarı hayatında bir dönüm noktası olmuştu. Askerlik mesleğindeki acemiliği de ustalığı da hepsi Adapazarı'nda oldu. Meslek büyüklerinden Astsubaylığı yaşayarak öğrendi. Astsubay olmanın ne demek olduğunu ona nasıl bir kimlik kazandırdığını o kimliğin altında neleri yaşayacağını burada öğrendi Aslında Adapazarı'nda askerlik mesleğini hem öğrendi ,hem öğretti. Çok kötü günleri de ,çok güzel günleri de oldu. Adapazarı'nda bir süre bekar evinde arkadaşlarıyla birlikte aynı evi paylaştılar, kendi yemeklerini yapıp, kendi çamaşırlarını yıkadılar .Ne bulaşık ne de çamaşır makineleri yoktu sadece ortak kullandıkları ikinci el bir buzdolapları vardı. Siyah beyaz küçük bir televizyonu vardı birde yatmak için çek yatı başkada bir şeyi yoktu. Bekarlık ve askerlik mesleği ikisi bir arada zor oluyordu. İlhan Astsubay Adapazarı'nda evlendi ,askeri lojmanlarda oturdu, bir çocuğu oldu. Sakarya Kışlasından Adapazarı'ndaki Askeri Fabrikaya tayini çıktı.
Her asker gibi Adapazarı'ndan 1989 yılında Kars'a Şark hizmetini yapmak üzere 14 Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı emrine tayini çıktı. Yaklaşık 8 yıl Adapazarı'nda İstihkam taburunda ve askeri fabrikada görev yapmıştı. Bu süre içerisinde kimseyi üzmemiş, kimseye bir zararı dokunmamıştı. Burada bulunduğu süre içerisinde liseden beri amatör olarak ilgilendiği elektronikle boş vakitlerinde ilgilenmeyi sürdürmüştü. Arkadaşlarının ufak tefek elektronik tamir işlerini de yapıyor onların bu sorunlarını ücretsiz çözüyordu .Askerlik mesleğini seçmeseydi hayallerinin peşinde koşmayı başarabilseydi kesinlikle iyi bir elektronikçi olurdu. Hiç şüphesiz bu tamir anlamında değil buluş anlamında da olabilirdi bu konuda yeteneği tartışmasız mükemmeldi. Bazen mükemmel olmak yetmiyor hayat insanların hayallerine de acımasızca yok ediyor. Ve İlhan Astsubay hayallerine ulaşamadan hayalleriyle yaşadı.8 yıl sonra 1989'da Adapazarı'ndan Kars'a tayini çıktığında derme çatma ev eşyalarını toplayıp bir kamyona yükledikten sonra Kars'a gönderdi Daha önceden arkadaşlarının tuttuğu eve yerleştirilmek üzere istihkam taburundaki arkadaşları tarafından ev eşyaları bir depoya yerleştirildi. Yol iznini tamamladıktan sonra İlhan Astsubay eşinin de tayinini alarak Kars'a gittiler ve Kars 'da görev yapmaya başladılar. Serhat şehrinin Serhat Tugayı emrinde görev yapmaya başlayan İlhan Astsubay hem mesai arkadaşları hem de emrindeki askerler tarafından sevilen uyumlu bir Astsubay oldu. Kimseye karşı en küçük bir saygısızlık ve sevgisizlik yapmadı. Kars'ın soğuk iklim koşulları onun sıcak ve sevecen yüreği ile renklendi ısındı.. Yıllar yılları kovaladı 1992 yılı İlhan Astsubay için beklenen ve özlenen bir yıldı. İlhan Astsubay 1991 yılını iyi geçirmemiş yeni aldığı otomobili ile Samsun'da üzerinde geçici plaka varken takla atmışlar yaralamalı ve maddi hasarlı bir kaza yaşamışlardı.
İlhan Astsubay 1992 yılına umutla girmiş kazasız belasız bir yıl geçirmeyi hayal etmişti. Tayini de istediği yere çıkarsa rahat edeceğini o yıl ilkokula başlayacak olan kızının da iyi bir eğitim alabileceğini düşünüyordu. Bu yüzden Samsun Asker Hastanesi'ndeki kendi sınıfından boşalacak kadroya o yıl tayinin çıkabileceğini hayal ediyordu. Tayin listesinin başında ilk tercih olarak Samsun'u istemişti. Her an tayini çıkabilirdi bu yüzden eşyalarını toplamaya bile başlamıştı. Bunun içinde 10 gün izne ayrılmıştı. Nisan ayı Mart'tan sonra baharın müjdecisiydi. Kars'da kış şartları çok zordu. Hiç yaşamadığı soğukları ilk kez Kars'da görev yaptığı yıllarda yaşamışlardı. Kars'da lojmanda değil , sivillerle birlikte yani halkla iç içe aynı mahallede yaşıyordu. Sivil komşularıyla ve çevresiyle uyumluydu. Kimseyi incitmemiş ,kimseye kötü bir gözle bakmamıştı. Komşularının sevdiği hal hatır sorduğu güzel bir insandı. Bu yüzden de incinmemiş ve hiç kimseyi incitmemişti. (Devamı Yarın)