n

n
n Yüreğimde bir yara var kanıyor dünden beri. Kabuk bağlamaz o yara, kanar için için, kanar muttasıl. Öldürür mü? Sanmam, öldürmez ama ondurmaz da. Kurşun yarası değil ki ameliyatla açılsın, bıçak yarası değil ki kızgın demirle dağlansın; dil yarasıdır, hal yarasıdır, gönül yarasıdır, milli gurur yarasıdır. Onun için kanar için için, onun için kanar muttasıl.
n
n
n
n Fotoğraflar kötü, kötü ne kelime, kötüden de kötü, hem de bin defa. Ama manşetler daha kötü. Sırıtkan, yılışık, haya perdesinin lime lime olduğunun işareti manşetler. Korumak için görevlendirildikleri topraklarda koruyamadığımız genç insanlar... Kimi bir, kimi iki yıl, kimi de sekiz dokuz ay önce kaçırılmışlar PKK denen ihanet sürüsünün adamları tarafından. Uğrulayın kaçırılmışlardı şimdi aşikarane teslim ediliyorlar.( Offf, offf ki offf; bu kelime ne kadar da yakıyor canımı.) Eskilerde, çok da eski olmayan eskilerde, daha bir haftalık eskilerde “asker” derdik “polis” derdik, “kaymakam” derdik biz onlardan bahsederken, şimdilerde “kamu görevlisi” diyorlar. “Vatan görevi” kamu görevi olmuş da bizim haberimiz olmamış; vah bize vahlar bize.
n
n
n
n Doktor raporu ve tutanakla ve de yarı resmi törenle teslim etmişler uğrulayın kaçırdıkları “kamu görevlilerini!!!” Devir teslimde yan yana dizmişler bizim topraklarımızdan alıp götürdükleri evlatlarımızı, kendileri masa başında, kendileri kurulmuşlar muzafferane bir edayla; arkalarında bayrak tesmiye ettikleri alametler… Kader utansın, baht utansın. Tarih utanacaktır, bu kesindir, ama talih utanır mı bilmem! Bazen uzun yaşamak bir şanssızlıktır derler. O halde miyim acaba? Bundan sonra kalan sayılı günlerde daha neler göreceğiz acaba?
n
n
n
n Yeni Osmanlıların sihirli kelimesi “hürriyet”miş. Namık Kemal “Ne efsunkar imişsin ah ey didar-ı hürriyet/ Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten” der. “Osmanlıyı yeniden keşfe çıktığımız” bugünlerin sihirli kelimesi de “barış”, hem de “ne pahasına olursa olsun barış!” Daha düne kadar “Yurtta sulh cihanda sulh” söylemini pısırıklığın/hareketsizliğin/ ve ideal yoksunluğunun ifadesi olarak küçümserdik. Dün küçümsediğimiz kavramı; bu gün alkışlıyor hatta kutsuyoruz.
n
n
n
n Yüreğimde yara var dostlar, kanıyor. İyileşmez o yara, kabuk bağlamaz, kanar muttasıl. Kader utansın, baht utansın, talih utansın…
n