PKK terörünün hızla can almaya yakıp yıkmaya devam ettiği bu dönemde içinde sivil ve silahsız 4 genç astsubayın içinde bulunduğu özel bir otomobil 18 Nisan 1992 günü saat 16.30 civarında KARS İli Iğdır ilçesi (Iğdır 1992'de ilçe idi) Pamuk geçidi mevkiinde seyir halinde idi. Doğubeyazıt'tan Kars'a dönüyorlardı. 4 astsubay da Kars 14'ncü Mekanize Tugay Komutanlığı'nda görevliydi. Yaş olarak en büyükleri ve evli olanı 29 yaşındaki Astsubay İlhan Hamlı idi. Sırasıyla Astsubay Erkan Iğdır 28 yaşında, Astsubay Mustafa Karaçimen 26 yaşında, Astsubay Naci Yıldırım ise en küçükleri 24 yaşındaydı. Bu 3 astsubayda bekardı. 4 genç astsubayın da hayalleri ve sevenleri vardı. Onlar kimseye düşman değildi. Kimseye bir kötülükleri olmamıştı. Karıncayı bile incitmemişlerdi. Bölgeyi ve bütün insanları ayrımsız seviyorlardı. Yıllardır o bölgede görev yapıyorlardı.
Kars son yılların en ağır kışını geride bırakmıştı. Zor bir kıştan sonra nisanla birlikte ilkbahar yüzünü göstermeye başlamıştı. İlkbaharla birlikte doğa kış uykusundan uyanmıştı. Bu arada özellikle Güneydoğu'da ve Doğu'da bölücü terörde hızla tırmanıyordu ama o bölgede küçük birkaç olayın dışında henüz sessizlik hakimdi. Bölge insanına çok güveniyorlardı. Asla arkadan hançerlenebileceklerini düşünmemişlerdi. Üstelik sivil ve silahsızdılar. Bir insan hakkı olan seyahat haklarını kullanıyorlardı. Onların günübirlik küçük bir seyahat ve ziyaret yapmasından kim neden rahatsızlık duyabilirdi?
İlhan astsubay şark görev süresinin sonuna gelmiş, evini toplamaya başlamıştı. Evinin derme çatma taşınmaktan yıpranmış, eşyalarını rahatça toplayabilmek için senelik izninden izin bile almıştı. Tam bir toplanma içindeydi. Bu gün ya da yarın tayin yeri açıklanabilirdi. Aslında daha önceki yıllarda tayin gidilecek yerler çoktan açıklanmış oluyordu. Bu defa terör olayları nedeniyle bu süre biraz ileri tarihe kaydırılmıştı. Güvenlik gerekçesiyle batıya tayin giden personel konvoy halinde gönderilecekti. İlhan astsubay şark görevini tamamlamış olmanın gururu içerisindeydi . Hayali, Samsun Asker Hastanesi'ndeki istihkam teknisyen astsubaydan boşalacak kadrodaydı. Umut ediyordu ki o beklediği ve talep ettiği yere tayini çıkacaktı. Çünkü nüfusa kayıtlı olduğu yer Ordu ili Ulubey ilçesiydi. Samsun'daki boşalacak kadroya tayinin çıkmaması için hiçbir sebep görünmüyordu. Bu yüzden bütün hayalinde Samsun vardı. 17 yaşında ayrıldığı Samsun'a 29 yaşında dönebileceğini hayal ediyordu. İlkokula başlama yaşına gelen kızı da ilkokula artık Samsun'da başlayacaktı. Okuldan arda kalan zamanında ise Samsun'da yaşayan babaannesine gidecekti. Kimbilir ne kadar güzel hayalleri vardı. Hayallerim yarım kalır diye düşünmemişti. O yaşlarda belki de insan kendine çok güveniyor. Ama insanın hesap edemediği o alın yazısı var ya insanı bazen gittiği yoldan geri çeviriyor. Bir anda her şey sona eriyor. Adeta filim kopabiliyor. Filim koparsa hayaller de kopuyor. Keşke hayatımızda hiç kopmayan filimler olsa da hayaller yarım kalmasa… İnsan hayatının altüst olması derin yaralar açıyor. Biz farkında olmasak bile!
4 astsubay Kars'a evlerine dönüyordu. İlhan astsubay biricik kızını sevindirmek için aldığı oyuncakları kızına verecekti.4 güzel insan hiç kimseye bir kötülük düşünmedikleri için PKK'lı hainlerin kurdukları kanlı pusuya Pamuk geçidi mevkiinde kendi ayakları ile düştüler. Sivildiler, silahsızdılar… Ama pusuyu kuran, yol kesen bölücü hainlerin gözü dönmüş ve kana susamışlardı. Çünkü PKK'lı hainlerin en çok bilinen gıdası kandı. Kan dökerek, can alarak hem Türk milletine hem de Türk devletine meydan okuyordular. Bunun içinde kundaktaki Kürt bebeklerini bile kurşuna diziyorlardı. Onlardan her türlü kötülük beklenirdi ve beklenen kötülükten daha fazlasını yapıyorlardı. Yaşam hakkını hiçe sayan bu katil sürüleri aslında birilerinin maşasıydı, birilerine taşeronluk yapıyorlardı. Er ya da geç mutlaka etkisiz hale getiriliyorlardı. Aslında bile bile dağlarda kurda kuşa yem oluyorlardı. Buna rağmen öldürmeyi , yakıp, yıkmayı devam ettiriyorlardı. PKK'lı teröristlerin tamamının beyni yıkanmış ve uyuşturulmuştu. Çoğu zaman okuryazar bile olmayan bu gençler ya kandırılarak ya da gönüllü birer ölüm makinesi yapılmıştı.
Iğdır Pamuk Geçidi mevkiinde İçinde 4 astsubayın bulunduğu sivil araç teröristlerin yol kesme eylemi üzerine süratini artırıp bölgeden uzaklaşmak istedi. Bu esnada teröristlerin açtığı ateş yola dizilen taş barikatlar nedeniyle araç kontrolünün kaybedilmesine müteakip yol dışına çıkarak bir kayaya bindirerek durmuştur. Araç bu esnada da şiddetli bir şekilde ateş altına alınmış ve el bombası atılmıştır. Yaralanan dört astsubay teröristlerce araçtan çıkarılarak 40- 50 metre sürüklenerek astsubay olmalarının anlaşılmalarına müteakip yakın mesafeden yani 1,5 ile 3-4 metre arasından uzun namlulu otomatik (Kalaşnikof, Simirnof v.s.) silahlarla açılan ateş sonucu güpegündüz Türk toprağında, Türk vatanında TSK mensubu astsubay oldukları için adeta suçlu bulunarak hunharca şehit edilmişlerdir.