Açılım sürecinde Abdullah Öcalan’ın yol haritasına şehit yakınlarının ve gazilerin sessiz kalmasını içine sindiremeyen bir şehit yakınıyım. Benim gibi düşünen şehit yakınlarının birçoğunun hayatta olmadığına Hakk a yürüdüğüne ,hayatta olanların ise sessiz kalmayı tercih ettiğine eski bir şehit yakını olarak tanık olmaktan derin acı duyuyorum.

Öcalan 1999 yılında yakalandığında sokaklara dökülen Öcalan asılsın diye imza toplayan, yargılandığı davada müdahil olan İmralı daki yargılama sürecinde sanki Mudanya İlçesi nde İmralı ya Öcalan’ın yargılandığı mahkemeye gitmek için sıra bekleyen sanki biz değildik. Sanki bize dönen televizyon kamerasına içimizdeki duyguları döken Abdullah Öcalan’a ve terör örgütüne lanet okuyan hep başkalarıydı. Oysa biz, bütün Türkiye tarihi davayı yerinden takip etmek için Mudanya’da ve İmralı da idik. Mudanya sahilinde konuşlanan yerli ve yabancı televizyon canlı yayın araçlarının kalabalığı ve koşuşturması arasında asrın teröristinin yargılandığı o davayı, bütün dünyaya duyurmak için orada buluşmuştu. Her televizyon kanalında canlı yayın yapılıyor o yayınlara şehit aileleri ve gaziler katılıyordu. Yargılama sırasında en büyük konukseverlik Mudanya halkı tarafından sergileniyor hiç tanımadıkları insanları evlerinde konuk etmek için ciddi bir yarışın içersindeydiler. Mudanya Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan özel plastik yaka kartları, ilçedeki şehit yakınlarının yakasına takılmış o kartlarda ise şehit yakını yazıyordu. Kimsenin devletten ekstra bir beklentisi yoktu istenen sadece adaletin tecellisi, İmralı daki teröristbaşının hak ettiği cezayı almasıydı. O günlerin buruk heyecanını yaşamış bir şehit yakını olarak Mudanya’da bir anda hiç görmediğim kadar şehit yakınını ve gazilerimizi görmüştüm. Kolu, bacağı ,gözü olmayan adeta biyonik bir insan haline gelmiş birçok gazimizle tanışmış. Onların bu ülke için ödediği bedelin ağırlığını gözlerimle görmüş yüreğimde hissetmiştim. Tek evladını, yine iki evladının ikisini birden şehit vermiş anne ve babalarla tanışmış ,acılarımızı paylaşmıştık. O insanların isteği bir parmak bal değil sadece adaletti? Şimdi bunlar yaşanalı 15 yıla yakın bir zaman geçti, o adalet ne kadar ve nasıl tecelli etti hep birlikte tanık oluyoruz. Sanki bu ülkede barışı bozan barışa engel olan bizim şehit ve gazilerimizmiş gibi bir hava yaratılarak barış ve çözüm sürecinden bahsediliyor. Bu sürecin asıl mimarı olan Öcalan acaba şimdi hangi barıştan hangi çözümden bahsediyor. Maalesef onun tasarlayıp çizdiği yol haritası, artık uygulama sahasında alıştıra alıştıra geçmişte yaşanan PKK terörünü sıfırlaya sıfırlaya çözüm süreci sahneleniyor. Nelere alıştırılıyoruz, nelere alışmamız isteniyor? Eğer bir akıl tutulmasının içerisinde değilsek; bunu görebiliriz. Çok yerde tekrarladım yine tekrarlamak istiyorum. Bunlar şehit cenazesi görmek istiyor diyenler hem yalan söylüyor, hem de hakta kalıyor. Hakta kalmamak sapla samanı karıştırmak değildir. Bir şehit yakını olarak söylüyorum kimse şehit cenazesi görmek istemiyor. Başlatılan çözüm süreci ile birlikte şehit yakınlarının ve gazilerin kafalarının karıştırılması bir toplum mühendisliği olayıdır. Daha önce sadece terörle mücadele kapsamında değerlendirilenlere tanınan bazı hakların çözüm süreci ile birlikte şehitlik ve gazilik kavramı genişletilerek iş hakkı konusunda, iş hakkı olmayan bazı şehit ve gazi yakınlarına yeni haklar iş hakkı olanlara da aynı aileden ikinci kişiye iş hakkı tanınması, bu dönemde en dikkat çeken bir gelişmedir ki bunun şehit yakınlarına bir parmak bal olmadığını kimse söylemesin. Bu durum bazı şehit yakınlarını ve gazileri sevindirirken susmalarına da neden olmuştur! Bu işin şehit yakınları ve gazilerle ilgili kısmının bu şekilde halledilmeye çalışılması üzüntü verici bir durumdur. Şahsen ben bir şehit yakını olarak çözüm sürecinde yaşanan bu gelişmelerden sadece utanmıyor aynı zamanda kahroluyorum.

İşsizliğin bu kadar yoğun yaşandığı bir dönemde çoğu vasıfsız olan şehit yakınlarının ve gazi yakınlarının kamuda iş sahibi olması, büyük bir nimettir. Bu yüzden bunun farkında olanlar kendi çıkarlarına susmayı tercih etmişlerdir. Benim tespitim bir şehit yakını olarak bu kadar net… Şehit yakınları devlet tarafından kendilerine tanınan bütün hakları analarının ak sütü gibi helal bilip kullanmalı ve gerektiği zaman da yanlışları söylemelidir. Eğer bu yapılmıyorsa, şehitlerimiz ilk önce biz şehit yakınlarının yakasına yapışacaktır…
order abortion pill abortion pill where can i buy abortion pills