n
n n Eğer bir şehit annesi olsaydınız, oğlunuzu şehit eden bir teröristin 2,5 ay sonra bazı milletvekilleri ile dağ yolunda yanak yanağa kucaklaştığını görseydiniz ne yapardınız? Elbette önce çılgına döner her şeye isyan ederdiniz. O milletvekillerinin de o teröristlerin de yakasına yapışırdınız... Bu söylediklerim belki de yapmak istediklerinizin yanında az bile kalırdı...
n n Bir annenin evladını teröre şehit vermesi kolay katlanılır bir şey değildir. Sadece o acıyı yaşayan bilir. Acınızı paylaşıyoruz demekle şehit acısı ne kadar paylaşılır ki. Acı o annelerin yüreğinde her zaman artarak devam ediyor. Bunu çok iyi biliyorum, çünkü benim annem de bir şehit annesidir. Yirmi yılda annemin yüreğindeki şehit acısının ne kadar çok büyüdüğünü en yakınında yaşıyorum. O yüzden şehit acısının tarifi yok diyorum... Şüphesiz her şehit annesi evladının katilinden ve onlara yardım edenlerden hesap sormak ister. Bunun için de elinden gelen her şeyi yapmak ister. Yaklaşık 2 ay önce evladını Hakkari de şehit veren Samsunlu şehit Piyade Er Umut Bulut un annesi, PKK ile kucaklaşan BDP li vekiller hakkında 31 Ağustos 2012 günü Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı na giderek bir suç duyurusunda bulundu. Şehit annemiz Gülbahar Çayıroğlu (56), oğlunun katili olduğu ortaya çıkan teröristlerle kucaklaşan BDP milletvekillerinin yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyor. Bu kucaklaşmayı sineye çekmesi, görmezden gelmesi olabilir miydi? O doğrusunu yaptı, hukukun işlemesi için şimdi o milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekmektedir. Eğer TBMM çatısı altında görev yapan iktidar ve muhalefet milletvekilleri de gerçekten bu çirkin buluşmadan rahatsız olmuş iseler, bu dokunulmazlık zırhının altındaki o milletvekillerinin dokunulmazlıklarını hemen kaldırırlar... Milletin vekilleri milletin hassasiyetlerine göre hareket ettikleri takdirde ,milletin vekili olmaya devam ederler. PKK lı teröristlerle kucaklaşan milletvekilleri, milletin vekili olma özelliklerini çoktan kaybetmişlerdir. Onların Meclis çatısı altına nasıl girdiklerini, seçimlerin nasıl yapıldığını, kimin iradesini temsil ettiklerini az çok hepimiz biliyoruz. Seçilmişler hikayesine karnımız tok. Elbette PKK iradesine saygı duymuyor, PKK iradesini Meclis çatısı altında istemiyoruz. PKK iradesi terörist iradesidir... Şehitlerimizin katillerinin temsilcilerinin aramızda dolaşmasını, bizim vergilerimizle keyif sürmelerini asla istemiyoruz... Şehit Umut Bulut un annesini rahatsız eden de bu durum değil mi? Hiçbir şehit annesi; buz gibi mezar taşını evladım diye okşarken hiçbir milletvekilinin teröristlerle kucaklaşmasını istemez, bu kucaklaşmayı da asla kabul etmez. Dağdaki PKK - BDP kucaklaşması şehit annesi Gülbahar Çayıroğlu nun yüreğini kanatan, canını acıtan bir kucaklaşmadır. Vekillerin sırıtarak kucaklaştığı silahlı o terörist, 2,5 ay önce 18 Haziran 2012 de Yeşiltaş Karakolu baskınında 8 askeri şehit eden katillerden birisidir...Yani Samsunlu şehit Umut Bulut un da katili olan aşağılık bir teröristtir. Bu nasıl hazmedilir, bu nasıl yenilir, yutulur... O katili adalete teslim etmesi gereken vekiller yanaklarından öperek adeta bir zaferi kutlamışlardır. Bu milletle alay etmektir, bu şehitleri yok saymaktır. Buna elbette isyan edilir, buna elbette lanet yağdırılır... Bu noktada Cumhuriyet savcılarının harekete geçmesi; en doğal olanıdır. Sadece bu konu şehit yakınlarını ilgilendiren bir konu değildir. Ortada ciddi bir durum vardır. İşte o milletvekilleri kanunlara ve ettikleri yemine aykırı bir davranış içerisinde, herkese ve her şeye meydan okumaya devam etmektedir. Hiçbir şey bu kadar sahipsiz değildir. Bu şehitlerin de, bu milletin de bir sahibi olduğu unutulmamalıdır.
n n Umutlarımızın ve şehitlerimizin katilleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı na suç duyurusunda bulunan şehit annemiz Gülbahar Çayıroğlu, üzerine düşeni fazlası ile yaptı. Umuyor ve istiyorum ki ,bizleri temsil ettiğini söyleyen vekillerimiz de bu ihaneti artık görürler o vekillerin yargılanması için onların dokunulmazlıklarını kaldırırlar! Aksi takdirde o kucaklaşmaya ortak olacaklarını unutmasınlar...İleri demokrasilerde gaflet uykusu yoktur. Hukuka herkes güvensin, hukuk varsa ileri demokrasi vardır.
n